KENDİME HÜKMEDİYORUM

 


Ergenlik döneminde gençler hayalperest olurlar. Kendi benliklerini oluşturma aşamasında bu doğal bir durumdur. Ancak, hayal esnasında düşüncelerimiz rastlantısaldır. Kendimiz ile ilgili daha derinlemesine ve organize düşünmeye ihtiyaç vardır. Bu dönemde düşüncelerle aklı doldurmaktan ziyade güçlendirmeye çalışmak daha tercih edilen bir durum olmalıdır.

Kendini tanıma aşamasındaki genç, öncelikle içinde şevk ya da nefret uyandıran duyguları tanımaya çalışarak, zihinsel yetenekleri, ilgi, tutum ve arzularının sebeplerini biliyor olması gerekmektedir. Ayrıca, bu duyguların birbiriyle olan ilişkilerinin de farkında olmalıdır. Bütün bunlar için de çevresine bakmalı, yaşanılan çevrenin iç dünyası üzerindeki etkisini anlamaya çalışmalıdır. Çünkü, fiziksel, zihinsel ve ahlaki çevremizin üzerimizde etkisi oldukça fazladır. Bunun için de iyi bir gözlemci olmamız gerekmektedir. Bilincimiz açık, etrafımızda olup bitenlerden haberdar olmalıyız. Detaylı ve zekice iç ve dış gözlem yaparak keskin bir bakış açısı geliştirmeye çalışmalıyız. Böylece, duygularımızın düşüncelerimize etkisi, düşüncelerimizin duygularımıza etkileri konusunda sağlam bir anlayış geliştirebiliriz. Bu şekilde sağlam bir bilinç ve zihin inşa etmemize yarayan duygu ve düşünceleri seçip, zararlı olanları ayıklayabiliriz.

Faydalı duygu, düşünce ve fikirleri damıtma aşamasına geçebiliriz artık. Bunlardan soyut olanları somutlaştırarak daha canlı duygulara çevirmemiz gerekir. İçimizdeki güçlü duygular daha etkili tepkilere dönüştüğünde yaptığımız işlemlerin sonuçlarını alma aşamasına gelinmiş olacaktır. İşte bu aşama da harekete geçme aşamasıdır. Harekete geçme insan için önemli bir eşiktir. Bizi biz yapan da zaten hal, hareket ve davranışlarımız değil midir? Bütün bu davranışlarımız da duygusal hallerimiz tarafından kontrol edilmektedir. O zaman işimize yarayan duygu dudrumlarımızı geliştirmeye çalışmalı ve bu duygularımızı daha yüce, daha ulvi amaçlara yönlendirip yüceltme yöntemlerini araştırarak anlamaya çalışmalıyız.

Zihnimizde bir birine benzeyen, yararlı, pozitif duygu ve düşüncelerimizi diri tutar ve tekrarlasak ilginç bir çekim gücüyle birbirlerini bulurlar. Zihnimizdeki bu durum bilincimiz üzerinde baskı kuracak kadar etkili olacak ve istediğini yaptıracak kadar da güç oluşturacaktır. Oluşturulan bu yapı gün geçtikçe sağlamlaşacaktır. Artık oluşan bu yapının üzerine geleceğimizi inşa etmek kolay olacaktır. Ancak, bu durumun farkında olan çok az genç vardır. Öğrenciler için hayat kolaydır. Dış tahriklerin etkisine çabuk kapılırlar. Birçok farklı duygu düşünce bir birini takip eder gelir onu sarmalar. Bu boş duygu seline çeşitli sosyal mecralar ve dijital platformlar da eklenince aklımızdan geçen düzensiz düşünceler hızlıca akan bir derenin çağıldaması etkisi yapar. Eğer bu savruluşumuzun farkına varıp bu akıntıdan kendimizi kurtaracak hamleleri yapmazsak girdaba kapılıp gideriz. Maalesef, bu ortamdan uzaklaşarak geleceğini düşünenlerin sayısı oldukça azdır. Çünkü kendini o akıntıya bırakmak hoşnutluk hissettirir. Artık enerji harcamaya gerek kalmamıştır. Çağıldmayı duymamak için kulaklarınızı tıkamanız yeterlidir.

Çoğu genç için ilgi odağı dış çevre, akran grupları ve sosyalleşme arzusudur ergenlik döneminde. İlgi odağını ve bakışlarını kendine çevirmekten haberdar değillerdir. Açıkçası, ilgilerini dışarıda olup bitenlere o kadar kaptırmışlardır ki kendi varoluşlarını keşfetmek için kendi içlerine bakmaya cesaret bile edemezler. Bilmeliler ki zaman akıp geçiyor. Belki de bir insan için acı veren bir durumdur bu. Dış uyarıcıların etkisine kapılan, kendini kontrol etmeyi bilemeyen, kişiler savrulan bir yaprak gibidirler. Halbuki yaşayacakları bu olumsuz tecrübeden onlara kalacak olan sadece bir hiç olacaktır.

İlk önce bir amacımız olmalı onu belirlemeliyiz. Çalışma azmimizi diri tutacak olan bu amacımız olacaktır. Çalışma isteğimizi güçlendirecek bu amacımızı belirledikten sonra bütün duygu düşünce ve fikirlerimizi dış uyarıcı ve tahrik edicilerden koruyup uzak tutmalıyız. İçimizde oluşan amacımıza hizmet etmeyen duygu ve düşünceleri de görmezden gelerek bertaraf etmeliyiz. Başarının sırrı bizi amacımıza götürecek bütün güçleri bir araya toplayarak hedefimiz için yararlı olan ne var ne yoksa hepsinden maksimum derecede istifade etmek olacaktır. Haydi! şimdi bizi yolumuzdan alı koyan iç ve dış duygu ve düşüncelerimizi belirleyerek onlarla savaşmaya başlayalım.


CEVABIN NEDİR?                                   

Zamanını çalan üç şey nedir?

Arkadaş seçme, eleme ve değiştirme konusunda ne kadar yetkinsin?

Dikkatini dağıtan dış ve iç meşguliyetlerin nelerdir?

Karmaşık ruh halinden çıkma, üzüntüden kurtulma konusunda ne kadar başarılısın?

Artı ve eksi yönlerini biliyor musun?

Hangi arkadaşın sana zarar, hangisinin yarar getireceğini ölçüp tarta biliyor musun?

Gerektiğinde red cümleleri kullanabilir misin? Ya da önceden hazır red cümlelerin var mı?

Zihnini faydasız işlerden uzaklaştıracak kadar zihnine hakim misin?

Çalışmana mani olacak bahanelerin nelerdir?

Boşa zaman geçirmene neden olan şeyleri bir kenara bırakmaya ne kadar hazırsın?

Tembelliğe ve aylaklığa sürükleyen arkadaşların ve duygularından kaçmaya ne kadar hazırsın?

Kötü huylardan ve seni çevreleyen bağımlı olduğun her şeyden nefret etmeye hazır mısın?

Çok çalışarak başarılı olmuş birinin ödül aldığı bir kutlama töreni izlemek içinde bir hoşluk hissi uyandırır mı?

Nefse hakim olmanın en doğru yolu ruhumuzda yüce duygular uyandırmaktır. Buna hazır mısın? Bunun için belirlediğin bir amacın var mı? Ya da belirledin mi?

Kendine hükmede biliyor musun?


1 yorum:

  1. 1sosyal medya
    3telefon
    5evet bunları bilmek hayatıma yön verebiliyo
    6evet ve yapılan davranışlara göre hayatımda tutuyorum veya çıkartıyorum
    10çok hazırm sadece düzene ihtiyacım var
    11fazlasıyla hazırım
    12hayır
    13evet uyandırır

    YanıtlaSil