Prof. Dr. Hüseyin Gazi Topdemir Tubitak e-Dergi
Rönesans, diğer bütün özelliklerinin yanı sıra Ortaçağ’ın düşünsel yapısına bir
başkaldırıdır. Ortaçağ’ın karakteristik özelliklerinden biri yeniliklere karşı duyulan korkuydu. Rönesans yeniliklere karşı daha hoşgörülü olmuştur. Bilim alanında yapılan yenilikler ise devrim niteliğindedir. Tarihte hiç bir şey bilimsel bilginin gelişimi kadar çağ açıcı olmamıştır; her türlü toplumsal gelişimin kökeninde bilim bulunur. Rönesans döneminin bilim insanı yeni bir bakış değil, yeni bir oluşum ortaya
koymuştur. Bu yüzden bilimde ortaya çıkan yeniliklere, yeniden doğuştan da öte gerçek doğuş demek gerekir. Devamı 👉
17 Şubat 2024 Cumartesi
İslam Rönesans ve Aydınlanma
Yrd. Doç. Dr. Hasan Aydın
OMÜ Eğitim Fakültesi
“İslam, Rönesans ve Aydınlanma ilişkisi üzerine odaklanan bu makale, üç soruya yanıt
bulmaya çalışmaktadır: İlki, A. Mez, J. L. Kramer, M. Arkoun gibi modern düşünürlerce
ileri sürülen İslam Rönesans’ı deyişini kullanmak ne ölçüde doğrudur? İkincisi, Batı’da
Rönesans’ın doğuşunda İslam dünyasından yapılan çevirilerin işlevi ya da işlevleri
nelerdir? Üçüncüsü ise, İslam dünyasında Batı’dakine benzer bir bilimsel Aydınlanma
neden gerçekleşmemiştir? Ya da Beyt el-Hikme’de yürütülen çeviri etkinliği ile önemli bir
düşünsel mirasa ve düşünsel çoğulculuğa sahip olan ve onu işleyerek geliştiren İslam
dünyasında, belli bir süre sonra neden ‘akıl tutulması’ yaşanmıştır? Bu üç soruya
verilecek yanıtlar, ideolojik tutamaklara sahip Batı merkezcilik ile Doğu merkezciliği
eleştirel-bilimsel bir süzgeçten geçirmek için yaşamsal öneme sahiptir.” Devam 👉
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)